İçeriğe geç

Uğur böceği ne yer evde ?

Uğur Böceği Ne Yer Evde? Küçük Bir Canlının Büyük Hikayesi

Bir hikâye anlatmak istiyorum sana. Basit gibi görünen, ama içinde hayatın kocaman anlamlarını barındıran bir hikâye. Bir uğur böceğiyle başlayan, iki insanın dünyasına dokunan sıcacık bir öykü bu. Çünkü bazen en küçük şeyler, en büyük değişimleri başlatır.

Bir Sabahın Sessiz Konuğu

Sabahın erken saatleriydi. Güneş, perdelerin arasından ince bir çizgiyle odaya süzülüyordu.

Selim, kahvesini karıştırırken zihni yine rakamlarla, planlarla, “bugün halletmem gerekenler” listesiyle doluydu. Mühendis kafasıyla yaşamak kolaydı onun için: Her şeyin bir nedeni, her şeyin bir çözümü olmalıydı.

Tam o sırada Elif, elinde küçük bir uğur böceğiyle mutfağa girdi.

“Bak Selim, sabah pencerede buldum. Acaba ne yer bu evde?” dedi heyecanla.

Selim kaşlarını kaldırdı, gülümsedi: “Ne mi yer? Böcek işte, minik sinek falan. Evde yiyecek bir şey bulamaz, dışarı sal gitsin.”

Ama Elif, uğur böceğini küçük bir kaşıkla masanın kenarına koydu. “Belki biraz su içer,” dedi. “Ya da belki sadece burada olmak ister.”

Selim derin bir nefes aldı. Bu, onun için sadece bir böcekti. Ama Elif için… bu, yaşamın kırılganlığını hatırlatan bir güzellikti.

İki Zihnin Hikâyesi: Mantık ve Kalp

O gün, uğur böceği evin misafiri oldu.

Selim, işe gitmeden önce uğur böceğinin hâlâ masada durduğunu görünce içinden “Demek ki öyle kolay pes etmiyor,” diye geçirdi.

Elif ise öğleye kadar ona su damlaları koydu, bir yaprak parçası bıraktı.

Küçük bir yaşamı anlamak, onunla bağ kurmak istemişti.

Erkeklerin çözüm odaklı, stratejik bakışları çoğu zaman hayata pratik yollarla yaklaşır.

Kadınların empatik doğası ise her şeye ilişki kurarak anlam verir.

Bir uğur böceği bile, bu farkın tatlı bir sembolü olabilirdi.

Uğur Böceği ve Sessiz Bir Farkındalık

Akşam olduğunda Selim işten geldi. Masaya baktı, uğur böceği hâlâ oradaydı.

“Ya gerçekten burada kalmaya karar verdiyse?” diye espri yaptı.

Elif gülümsedi: “Belki burası onun için güvenli bir yer olmuştur.”

O gece Selim bir anda düşündü:

Güvenli bir yer…

O da uzun süredir güven duygusunu aramıyor muydu? Her şeyi kontrol etme çabası, aslında içindeki huzursuzluğu bastırmanın bir yolu değil miydi?

Bir uğur böceği kadar küçük bir varlık, ona evin sıcaklığını, yaşamın dengesini, paylaşmanın sessiz güzelliğini hatırlatmıştı.

Uğur Böceği Ne Yer Evde? Belki de Umudu…

Elif ertesi sabah uğur böceğini pencereden dışarı bıraktı.

“Gitsin,” dedi, “ama belki bir gün geri gelir.”

Selim sessizce baktı. O minik kanatlar açıldığında, sanki kendi içindeki katı duvarlar da çatlamıştı.

Belki uğur böceği gerçekten bir şey yememişti evde.

Belki sadece sevgiyi, ilgiyi, huzuru hissetmişti.

Ve belki de evin içinde en çok bunu arıyordu zaten — tıpkı insanlar gibi.

Erkekler dünyayı anlamaya çalışır, kadınlar ise ona anlam verir.

Selim artık biliyordu: Bazen çözüm, hesapta değil; bir uğur böceğine bakarken gülümsemekte gizlidir.

Hikâyenin Kalbinde: Küçük Bir Can, Büyük Bir Öğreti

Bir uğur böceği, evde yiyecek ararken aslında bizi bize anlatır.

Hayatta hep bir şeyin peşindeyiz: başarı, para, güvenlik…

Ama bazen bir an durmak, küçük bir varlığın sessizliğini dinlemek, en derin cevabı verir.

Elif ve Selim’in hikâyesi belki de her evde yaşanır.

Bir taraf akıl, bir taraf kalp…

Ve ortada, küçücük bir canlı, ikisini birbirine bağlayan köprü olur.

Sonra bir sabah, Selim kahvesini içerken pencerede yeni bir uğur böceği gördü.

Gülümsedi.

Bu sefer dışarı salmadı.

Çünkü anlamıştı: Uğur böceği evde ne yer bilmiyordu belki ama, o evde umutla yaşanabileceğini hatırlatıyordu.

Peki senin evinde, küçük mutluluklara yer var mı?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Hipercasino şişli escort
Sitemap
prop money