Herkesin bir zamanlar düşündüğü ama belki de hiç sormadığı bir soru var: İnsan simetrik midir? Belki de bu soruyu yıllarca bir kenara itmişizdir, çünkü hayatın karmaşasında bu tür düşünceler genellikle ikinci plana düşer. Ama gelin, bugünü biraz farklı geçirelim. Hayatın basit bir soruya nasıl bir derinlik katabileceğini birlikte keşfedelim. İşte bu yazıda, bir insanın simetrisi üzerine düşündürürken, her bireyi nasıl farklı birer dünyaya dönüştüren şeyleri de anlatmak istiyorum. Tıpkı hayatın ta kendisi gibi. Şimdi bir hikâye ile başlayalım.
İnsan Simetrik midir? Bir Yolculuk
Birkaç yıl önce, iki eski dostun arasında geçen bir sohbeti dinledim. Hadi gelin, onları tanıyalım: Mert ve Selin. Mert, her şeyin bir çözümü olduğunu düşünen, olayları mantıkla ve stratejiyle çözmeye çalışan bir adam. Selin ise tam tersi bir dünya görüşüne sahipti. Empati, duygu ve ilişki kurmak, onun dünyasında her şeydi. Bir akşam, Selin bir soru sormuştu:
“Mert, insanlar gerçekten simetrik mi? Yani fiziksel olarak bakıldığında belki bir simetri vardır ama duygusal olarak? Ya da ruhsal olarak? İnsan bir bütün olarak simetrik olabilir mi?”
Mert, her zamanki gibi hemen bir çözüm aramaya başlamıştı. Gözlüğünü takıp, Selin’e yaklaşmış ve analitik bir şekilde konuşmuştu:
“Bunu mantıken düşündüğümüzde, insanlar simetrik değil. Elbette fiziksel simetriyi inceleyebiliriz, mesela sağ ve sol vücut taraflarının benzerliği. Ama ruhsal ya da duygusal simetriden bahsetmek, bence biraz soyut bir mesele. Her şeyin bir nedeni vardır. İnsan, farklı kişisel deneyimlere, düşüncelere ve psikolojik yapılarına sahip bir varlık. Bu yüzden simetrik olmak, her zaman mümkün olamayabilir. Duygusal açıdan bir insanın kendini bir şekilde eksik hissetmesi, simetriyi bozan bir durumdur.”
Selin, gözlerini biraz daha derinleştirerek baktı. Mert’in kelimelerinin içinde kaybolmak, her zaman ona huzur verirdi. Ama o bu sefer farklı bir şey hissediyordu. “Simetrik değil miyiz, peki? Gerçekten duygusal olarak?” diye sordu.
Bir Kadın ve Bir Erkeğin Farklı Perspektifleri
Selin’in sorusu, Mert’i şaşırtmıştı. O sırada düşündü: Belki de bazen yanılmak, gerçeği görmekten daha iyi oluyordu. Belki de duygusal simetri, basit bir eşitlikten daha fazlasıydı. Ama Selin, biraz daha devam etti:
“Duygusal simetri, bence bir tür empati ve ilişkisel bağdır. Benim gözümde simetri, sadece fiziksel değil, içsel bir uyum da demek. Mesela, birinin mutsuz olduğunu gördüğümde, o kişinin hislerini anlamak, o duyguları hissetmek ve ona o şekilde yaklaşmak, içsel bir simetrinin başlangıcıdır. Biz kadınlar, duyguları hissedebiliriz; insanın bir eksikliği veya tamamlanması gereken bir yönü olduğunda, o boşluğu hissederiz.”
Mert, içinden bir şeylerin değiştiğini hissediyordu. Evet, Selin’in söyledikleri bir mantık çerçevesinde anlaşılabilir bir şeydi. Ama bir başka açıdan bakıldığında, simetriyi çok daha farklı bir boyutta görmek mümkün olabilirdi. Duygusal simetri, her birimizin ruhsal yolculuğunun bir parçasıydı. Belki de içsel denge, dışsal simetriyle değil, kişisel bağlarla ilgiliydi. Ancak, o anda Mert ve Selin’in sohbeti, çok daha derin bir yere doğru evriliyordu.
Simetriyi Yeniden Tanımlamak
Selin, bir anlık sessizliğin ardından devam etti:
“Belki de insan, simetrik değildir ama simetriye yakın olmaya çalışır. Hem fiziksel olarak hem de duygusal açıdan. İnsanın içinde var olan uyum ve denge, tam anlamıyla bir simetri olmayabilir ama ona yakın bir duyguya ulaşmak mümkündür. İkilik değil, bütünlük peşindeyiz.”
Mert, Selin’in söylediklerini bir süre düşündü. Evet, duygusal simetriyi bulmak, fiziksel simetriden çok daha karmaşık bir işti. Ancak belki de insanın ruhu, her zaman bir dengeye doğru hareket ediyordu. Duygusal anlamda birbirini tamamlayan bir simetri… Birbiriyle uyum içinde var olabilen bir insan ilişkisi…
Sonunda Mert, gülümsedi ve dedi ki:
“Evet, sanırım duygusal simetriye biraz daha yakınsınız. İnsan, sadece fiziksel değil, ruhsal açıdan da bir denge arayışı içinde. Bu da simetrinin bir türü olabilir.”
Ve orada, her ikisi de daha önce fark etmedikleri bir şeyi anlamışlardı: İnsan, gerçekten de simetrik olmamakla birlikte, simetriye doğru bir yolculuğa çıkıyordu. Hem erkekler hem de kadınlar, kendi içsel denge ve uyumlarına ulaşmaya çalışıyordu; bazen bir mantık, bazen de bir duygu ile…
Peki, sizce insan simetrik midir? Yorumlarınızı bekliyoruz.